Pazar günü, gelin getirmek üzere gelin arabası süslenir. Akraba, arkadaş, komşu, ve ahbaplara ait araçlardan oluşan konvoyla, gelin evine hareket edilir. Kız evince, gelen araçlara yemeni, şifon, havlu gibi hediyelik takılır.
Gelin alıcılardan, genç kızlar bahşiş almak için kapıyı açmazlar ve gelin sandığının üstüne de otururlar. Düğün kahyasınca bahşişler verilir, kapılar açılıp gelinin çeyizi taşınır. Gelin çeyizi yüklenirken alınan "müjde yastığı" damat evine getirilip (gelin geliyor anlamındadır) evde bekleyen kaynanaya bahşiş karşılığı verilir. Gelinin beline, erkek kardeşi kırmızı ‘kardeş kuşağı’ nı bağlar. Gelin, yakınları ile vedalaştıktan sonra babası tarafından gelin alıcılara teslim edilip dualar okunur.
Gelin gezdirilerek damadın evine getirilir. Kaynata, bahşiş vermeden gelin arabadan inmez. Gelin eve girmeden, damat yüksek bir yerden gelinin üzerine çerez ve bozuk para serper veya kaynana içinde bozuk para bulunan bir çömleği kırar (kötü huylardan kurtulsun, bolluk olsun diye). Gelin; kuzu postuna bastırılır (kuzu gibi olması için). Eline verilen yağı, kapı eşiğine sürer (yağ gibi eriyip evine ısınsın diye). Üzerine basıp geçmesi için ayağının altına demir leğen konulur (demir gibi sağlam olsun diye).
Gelin içeriye girdikten sonra, kendi çeyiz sandığının üstüne kıbleye doğru oturtulur, kucağına erkek çocuk verilir. Gelin, kaynanaya, görümcelere ve orada bulunanlara şeker verir (tatlı dilli olalım diye). Çevreden gelin görmeye gelinir.