Amasya’nın Bar Dağ'ı, bir dağı olmazsa öbür dağı.
Ali evlendi Güllü gelin oldu. (olan oldu)
Alayı çullandı. (Hepsi birden üzerime geldi)
Başı içeride. (Evine bağlı)
Bu ne biçim gayda, büyüklerde olur fayda. (Bir bilene danışmak)
Bıçağın önü de arkası da kesiyor. (Her durumda kendini haklı çıkartıyor)
Bilmeden göle düşme. (Bilmeden bir işe kalkışma)
Çalınmaz saz, tutulmaz söz. (Bidiğini okuyan)
Döklüm döşek. (dağınık)
Dereyi görmeden paça sıvamak. (Aceleci davranmak)
El eli yur el de döner yüzü yur. (Yapılan karşılıksız kalmaz)
Hışırım çıktı. (Çok yoruldum)
Hiç aşkım yok. (Hiç keyfim yok)
Horoz ötmeye kalma. (Fazla gecikme)
Kafam dalgalı. (Aklım karışık)
Kafam fenikti. (Başım döndü)
Kesüyü bekit. (Arkdan gelen suyu yönlendirmek)
Körün daşı gibi. (İhtimal verilmeyen)
Kulp takmak. (Her şeye bir kusur bulmak)
Kül haşaş oldu. (Kırılıp dağıldı)
Karnım şiş. (Canım sıkıntılı)
Kilitlendi mi çengelin. (Tutuldu mu çenen)
Kokmuşluk yapma. (Dedikodu yapma)
Lo taşı gibi yuvarlandı. (Tonbul biri yere düşünce)
Sel ağzından kütük kapmak. (Fırsatçı olmak)
Seni omzuna alınca ayakların yere değmesin. (Evlendiğin kişi seni kimseye muhtaç etmesin)
Şöyle bir kazınalım. (dertleşelim)
Beğendüğüm benden gaştı, beğenmedüğüm peşime düştü.
İki ara bir derede kalmak. (Kararsız kalmak)
İki ayağını bir pabuca sokmak. (Acele ile telaşlanmak)
İki lafın belini kırmak. (Biraz sohbet etmek)
İt ayağından paça yemiş gibi gezmek. (Çok gezenlere söylenir)
Muhtarın garısı, muhtarın yarısı.
Yüzüne güller (af buyur)